19 Eylül 2010 Pazar

sancılı dönemler

Konuşmak için sarhoş olmayı beklemek gibi güzel görgü kurallarını pek aksatmayız halk olarak. Diğer aksatmadığımız kuralımız da tuvalette deyimler sözlüğü karıştırmaktır mesela. Fincancı katırlarını ürkütmenin, eski camların bardak olmasının güzel manalara gelmesini yine tuvalette öğrendiğim de doğrudur şahsen. Bu sefer bir değişikliğe gidip tuvaletten bu yazıyı yazmaya karar verdim desem nasıl iğrenç gözükür di mi. Ama tatildeyim, uzatmışım ayaklarımı denize hamaktan yazıyorum desem vay anasını bir yazı da olabilir hani. Apartmanın tepesinden ayaklarımı sarkıtırken klavyeyi tuşluyo ya da tramvayda da olabilirim bittabi. Yaz bitmiş serçe parmağını tatile henüz sokamamış biri olarak size tek önerim ayaklarını üşütmeyin.

Hiç yorum yok: