31 Ekim 2008 Cuma

nar mevsimi

Birinin içli içli ağladığını duyuyorum,bu benim.Dudaklarım yanaklarımdan dökülen yaşlar yüzünden tuzlu. Saat 6,ondan ayrılalı tam 4 saat olmuş, saat 6, buna rağmen etrafımda bütün gözlerin beni dikizlediğini, güldüğünü sanıyorum,umursamıyorum.Dışarıda pis,akrep kadar siyah bir kasvet beni pençesine alıyor, yutkunuyorum nefes almaya çalışıyorum.Havaya ihtiyacım var.Camı aralıyorum, nar kokusu burnumu uyuşturuyor.Uyumak istiyorum,saatlerce,günlerce,taa ki gözümü açıp rüyadan uyananana dek.Biri omzumu dürtüyor.Ufak bir çocuk, naif, utangaç, kırmızı yanaklı.Gözüme bakamıyor.

Çocuk sabah erken saatte nar ağacına çıkar, akşama kadar inmezmiş, bir hayalden diğerine geçer,bunla da yetinmeyip geceyi nar ağacında geçirir rüyalara o ağacın dalında dalarmış.Mahalleli buna dayanamamış,bir sabah kesmişler ağacı.Çocuk ertesi gün nar ağacından kalan boşluğa gitmiş,
kendisinin bir nar ağacı olduğunu hayal etmiş, her sene kocaman, kırmızı kırmızı narlar vermiş,
her sene tuzlu gözyaşları arasında bu kocaman,kırmızı narları yemiş mahalleli.

29 Ekim 2008 Çarşamba

yafta

Bir insanla göz temasına girdiğimiz anda başlar yargılar.Yaşlı,genç,zengin,fakir,güzel,çirkin,aptal,neşeli.Daha sonra onları kategorilere böler o şekilde davranırız.Ve geriye dönüp baktığımızda sadece ayırdığımız şekilde duran farklı kategoride insanları görürüz.
Başka kategoriden bir insanla birşeyler paylaşıyor ve bir anda onlarca ortak yönümüz olduğunu görüyoruz,bziden farklı olmadığını farkediyoruz.Anlamamız gereken senin içindekiyle benim içimdeki bir,aynı,tek.Başka biri yok.Herkes tek.

Biz güçlüyüz,güzeliz,harikuladeyiz.

9 Ekim 2008 Perşembe

04 48

Güzleri çok sever insan, hafif içkiler rafa kalkar, şarap daha az kafa yapar, siyah giysiler çıkar bavuldan.Siyah giysileri de sever. Siyah kiri göstermez, görünmyeni ardına saklar, utanır.
Jaluziler kapanır güzün gelmesiyle, insan kabuğuna girer, kafein nikotini tamamlar.Kafein nikotin birlikteliği algıları açar, algı da gözleri.
Sayfayı açtığımda saat 04 48i göstermekteydi, 04 48 insanın algılarının en açık olduğu dakikadır.

7 Ekim 2008 Salı

bar masası

Bir masada birileri rüyanın bittiği yerde başka birinin rüyasının başladığını düşünüyor, her bireyin gördüğü aynı şeylerin birbirlerinden farklı olduğunu söylüyor, arka bahçesinde bir su aygırı evinde de ufak yabandomuzu besliyceğinden bahsediyor, kurbağlara popolarına torpil sokup patlatıcağı üzerine tehditler yağdırıyorsa hemen hesabı isteyip uzaklaşın o bardan.

6 Ekim 2008 Pazartesi

eşşek

Son saniyede kulağımıza gelen bir haberle birlikte bloğumuzu blog ders yapıyor, saadetimizi açıklıorum; bu çocuk mezun olmuş, o artık bir mez.Samet Arslan...
Şimdi size okulla ilgili bir anımı açıklıyorum:

6 yıl önce okulun bahçesine eşşek bağlamıştık, eşşek benden önce mezun oldu.

.

5 Ekim 2008 Pazar

soru işareti

Gün içerisinde kaç insanla konuşur birşeyler alırız, kaç kişiye dokunur kaç gram toz kaparız, bu tozların tedavülden kalkma süresi nedir, ya da kaçıncı kata ulaştığında zararı görmek aklımıza gelir, hatta boyut atlıyalım kaç kişiyle tanışmamız lazım ....'ı anlıyabilmek için?

1 gün boyunca kimseye dokunma, kimseyle göz temasına girme, arınır mıyız dersin?

samet

Çerden çöpten yapmaydı hayalleri,bir dokunuş yeterdi yerle bir olmasına, deprem diye açıklardı hep,7.1 lik bir deprem,hayatı boyunca paşabahçe dükkanındaymışcasına temkinli yürümeye çalıştığı halde en iyi ihtimalle birkaç rafın yerle bir olmasının sebebi bu çer çöptü.Bazen böyle olur.Bazen biri çıkar karşına, bilirsin ki onun karşısında zayıfsın, bir hamursun.Alsın seni dilediğince oynasın.

samet: Her şeyin kendine muhtaç olup, kendisi hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan, Tanrının 99 isminden biri,refi',âli ve içi dolu şey.