7 Ekim 2009 Çarşamba

26

Bono diyince aklına u2 değil hazine bonosu gelen bir gruptan uzaklaşarak kaçıyorum.Günlerden iyi doğdun tom waits! Nem kokusuyla karışık toprak kokusu onunla daha da karışık nankör kedi kokusu.Bol soslu deniz börülcesiyle servis edilen bir yaz ayının bizi çoktan terk ettiğini tescilleyen beyaz yakalılar. Engelli koşusunda bütün bildiklerine ters köşe yapıp limon renginden şaşmayan dolmuşa hemen kapağı atıyorum.Kamil koç otobüslerinden dışarısı izlenirken görülen gri renkli,kasvetli,gotik fotoğraf, kış sezonuyla limon dolmuşlara taşınmış.Hoş geldin gri.Hoş bulduk gri pera.Ringin bir başka köşesindeyim. Yanıp sönen mutu aile daireleri, çalıp susan eski türk film müzikleri, sadece umuttan bahseden sokak satıcıları. Ringin başka köşelerinde hep varolan ama hiç yakalayamadığımız o mutlu dünyayı bize sunacak kadını arayarak geçecek bir ömür gibi eylül ayı. Dandik barlarda kaliteli viskiler içilecek, taksilerle pazarlık edilecek, bilinen bütün cümleler kullanılarak bilinmeyen birçok dairede varolmanın amacı sorgulanacak. Gece tutmayan uyku son dal sigara ile beni tekrar yataktan kaldırdı. Arka fonda üst dairede kavga eden bir çift ve evin senden yaşlı olduğunu gösteren havalandırma borusunun tik-tak ları. Duvardaki takvime baktım. Halen daha dünün tarihini gösteriyodu. 25 eylül.

Hiç yorum yok: